Tekirdağ ve İlçeleri Kültür Tanıtım Sitesi
  Osmanlılar Dönemi
 

OSMANLI DÖNEMİ VE TÜRKLERİN RUMELİ’YE GEÇİŞLERİ

Malazgirt savaşından sonra Anadolu’da iyice yerleşen Selçuklular, boğazlara dayandılar. Anadolu Beylikleri döneminde özellikle Çanakkale Boğazı üzerinden Rumeliye yapılan akınlar sıklaştı. 

Trakya’nın Osmanlılar tarafından ele geçirilmesi de bu akınların ardından oldu. Aynı zamanda Türkler bu akınlar esnasında bölgeyi iyice tanıdılar. Karasi, Aydın ve Osmanoğulları beylikleri, Tekirdağ’a başlıca yedi akın yaptılar. Süleyman Paşa komutasındaki Türkler 1354 yılında Rumeliye kesin olarak geçmeden önce Bizans İmparatorları ile Türkler arasında uzun süren samimi ya da çıkara dayanan ilişkiler görülmektedir. İlk olarak 1320’li yıllarda Bizans’taki taht kavgası sırasında güç durumda kalan Kantakuzenas, Aydınoğulları’na başvurarak yardım talep etti.

Aydınoğlu Umur Bey donanmasıyla harekete geçerek Bulgarlar’ı Dimetoka’dan (Edirne) kovdu. 1344’te Latinlerin İzmir’i işgal etmeleri, Aydınoğullarını ve onlardan yardım uman Kantakuzenos’u zor durumda bıraktı. Kantakuzenos Umur Bey’in teklifiyle Orhan Bey’e başvurdu ve ondan aldığı yardım ile 1346’da Edirne’yi ele geçirdi. Yine 1349’da Sırplar Selanik’i kuşatınca Bizans İmparatoru tekrar Türklerden yardım istedi. Orhan Bey, Süleyman Paşa komutasındaki orduyu Rumeliye göndererek Selanik’in kurtarılmasını sağladı. 1348’de Çanakkale Boğazını aşan akıncılar bu kez Tekirdağ’da görünerek kıyı bölgelerini ele geçirdiler ve Vize’ye kadar yaklaştılar.

Asıl imparator İannes ile egemenlik savaşını sürdüren Kantakuzenos zor duruımda kalınca yeniden Osmanlılara başvurdu. Yapacakları yardım karşılığında Gelibolu’da bir kaleyi armağan olarak vermeyi teklif etti. Bizanslılar 1352’de Gelibolu’da Çimbi Kalesini Osmanlılara teslim etti. Buraya yerleşen Süleymen Paşa kısa sürede durumunu sağlamlaştırdı. Bu arada Gelibolu Türkler tarafından ele geçirildi(1354).

Süleyman Paşa beraberindeki Lalaşahin Paşa, Hacı İlbey, Evrenos, Gazi Fazıl ve Yakup Ece ile Trakya’nın fethine hazırlandı. Bu arada Bizans’ın Sırp, Bulgar ve Macarlarla anlaşarak saldırıya geçme ihtimalini göz önüne alan Süleyman Paşa çabuk davranarak Şarköy İlçemizin topraklarını ve o zamanki adı “Od Köklük” olan Balabancık’a ve Müstecablu’ya (Müstecep) uzanan yerleri alarak Tekirdağ’a kadar bu bölgeyi tamamen ele geçirdi. Bu arada Osmanlıları Rumeliye çıkartmakla, imparatorluğu büyük bir tehlike ile karşı karşıya bıraktığını anlayan Kantakuzenos Orhan Bey’e başvurarak Çimbi Kalesini kendisine satmasını ve birliklerini buradan çıkarmasını istedi.

Orhan Bey Çimpe kalesini satabileceğini ancak fethedilen yerlerden çıkılmayacağını söyledi. Bizans merkezindeki karışıklıklardan yararlanan Süleyman Paşa fetih hareketlerini hızlandırarak; Malkara, Keşan, Hayrabolu, Tekirdağ (1357),  ve Çorlu’yu (1358) ele geçirdi. Çorlu’nun alınmasıyla İstanbul-Edirne yolu kesilmiş oldu. Fakat 1357’de Süleyman Paşa ölünce fetih hareketleri duraklama gösterdi.

Şehzade Murat en küçük duraklamanın bile Rumeli’deki tüm toprakların yitirilmesine sebep olacağını düşünüyordu. Süleyman Paşa’nın ölümünden sonra fethedilen yerler korunmamış ve kısa bir süre içinde Çorlu ve Tekirdağ yöresi Bizanslıların eline geçmiştir. Harekete geçen Osmanlılar 1359’da Çorlu’yu yeniden ele geçirdiler. Bundan sonraki hedef Edirne idi. Lüleburgaz alındıktan sonra Osmanlı ordusu Babaeski’ye yerleşti. Ordunun sol kanadını komuta eden Hacı İlbey Malkara, İpsala ve Dimetoka’yı (Edirne) aldı. Edirne’nin fethinden sonra (1361) yöre bütünüyle Türklerin eline geçti.

 
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol