Tekirdağ ve İlçeleri Kültür Tanıtım Sitesi
  Diğer Bilgiler
 

KÖYLERİMİZ

Tekirdağ ilinde 1876’dan önce 142 Türk köyü ve 45 Rum köyü vardı. Bugün Tekirdağ ili köy ve çiftlik adlarının yüzlercesi eski yörük boy, oymak ve obalarının adını taşımaktadır. Anadolu’nun dört bir bucağından gelen çok sayıda Türkler Osmanlı Devletinin kuruluş devrinde Tekirdağ ili topraklarına gelip yerleşmiş olduklarından bugünkü köy, çiftlik adlarımızın arasında Oğuzlar’a, Oğuzlar’ın ana dallarından Avşarlar’a ve Beydililer’e, danişmentliler’e, dulkadirliler’e veya Bozoklar’a, Karamanlılar’a, Saruhanlılar’a, Aydın ve Karesi Oğulları’na, suriye ve İran Yörüklerine ait olanlar çoktur. Bunlara birkaç örnek verelim:

Avşarlar’dan:Gündüzlü,İnanlı, kılıçlı

Beydililer’den:Karaçalı (Karacalu), güneşli (Güneçli), Ulaçlu (Ulaş)

Danişmentliler’den:(Karasi oğulları):Danişment, hacılar, Kaşıkçı Dulkadir veya

Bozoklar’dan:Yuva,Çanakçılı, sırınsıllı (Sırınsı)

Karaman Oğulların’dan.Davudlu,Şerefli, karacagür (Karacakürt)

Saruhanlılar’dan: Doğucalu, Deliler, Karahalil, Kuyucu, Sarılar

Suriye Yörüklerinden: Araplı, Demirli, Güveçli, Kadı, Sofu

İran Yörüklerinden:Bayramşah, kazancı, salık (Sağlık)

Oğuzlardan:Kayı ve Karaevli

Gün Han;Yazır, Ay Han; Avşar, yıldız Han; Kınık, Deniz Han kolundandır.

OĞUZLAR

BOZOKLAR

ÜÇOKLAR

GÜN HAN

AY-HAN

YILDIZHAN

GÖK HAN

DAĞ HAN

DENİZ HAN

1-Kayı

2-Bayat

3-Alkaevli

4-Karaevli

1-Yazır

2-Döğer

3-Dodurga

4-Yaparlı

1-Avşar

2-Kızık

3-Beğdili

4-Kargın

1-Bayındır

2-Peçenek

3-Çavundur

4-Çepni

1-Salur

2-Eymür

3-Alayundlu

4-Yüredir

1-İğdir

2-Büğdüz

3-Yıva

4-Kınık

Ayrıca Gündüzlü, Osmanlı, Danişment, Çavuş gibi muhtelif Oğuz oymaklarının Birleşmesinden doğan yeni boyların adlarını taşıyan eski Türk köyleri de vardır.

Sultan Orhan’ın ve I.Murat’ın komutanlarından bazıları da adlarını köylerimize bırakmışlardır. Kutlubey, İnebey, İnecikbey, Doğuca, Balaban, Kara Demirtaş, İlyas Bey, Müstecep Subaşı, Sarıca Paşa, Ahmet Çavuş, Kara Mukbil, Paşa Yiğit, Pazarlı Doğan, Firuzbey, Kutluboğa, Ahmet Bey, Sevindik, Balaban ve Paşa Yiğit Rumeliye ilk geçen komutanlardandır. Bu adlar “köy” adı olduğu zaman sonlarına -li, -lı ekleri gelmiştir.

Bundan başka Müsellim ve Seymenli adlarında iki köy vardır ki, Müsellim; yol, köprü, siper, tamir ve inşaatı için savaşta toplanan askerdir. Seymen yeniçeri ortalarının ayrıldığı üç kümeden biridir.

Yine Ağaçalı köyünün de aslen önemli bir Oğuz boyu olan (Ağaç eri)olması Rumeli’ye geçen bu boy tarafından kurulması muhtemeldir.

Bunlar gösteriyor ki ilimizde kurulan yerleşim birimlerinin isimleri eski Türk boyları ve kahramanlarının birer hatırasıdır.

OĞUZLAR BOZOKLAR ÜÇOKLAR.

1876 yılı ilimiz ve ülkemiz için bir dönemeçtir. Osmanlı İmparatorluğu Ruslara karşı büyük bir yenilgiye uğramış, Balkanlardaki geniş topraklardan çekilmek zorunda kalınmıştır. Bunun üzerine Bulgaristan’dan binlerce Türk Tekirdağ’a göçmüş ve 1876’dan sonra il’de birçok köy kurulmuştur. Osmanlılar devrinde ilimizin aldığı en büyük göç budur. Bulgaristan göçmenleri o vakte kadar hemen hemen bomboş olan Saray ilçemize 24 köy kurarak canlandırdılar.

Mesela Bulgaristan Servi kasabası halkı Kaşıkçı, Kazandere, Ferhadanlı, Sağlamtaş (Bukurova), Çerkezköy, Servi adlarında; Lofçalılar, Danişmend ve Kadriye adlarında iki köy kurdular. Malkara’nın Sarıyer köyü hicri 1276’da Kazanlı Türkler tarafından kurulmuştur. Fakat 1876’da Rusların katliamına uğradılar. Ve yerlerini Bulgaristan göçmenleri doldurdu. Çorlu’nun Şahbaz, Yakuplu, Saray’ın Büyük Manika, Tatarlı, Sahra Hayrabolu’nun Emiryakup köylerini Kırım Türkleri (Tatarları), Çerkezköy ve Dambasları Çerkezler kurdu. Cumhuriyet devrinde hepsi Çorlu’da bulunan 12 göçmen köyü daha kuruldu.

TEKİRDAĞ TARİHİNE İLİŞKİN ÜNLÜ KİŞİLER

Turhan Oğulları: Turhan Oğulları Rumeli’nin alınmasında Süleyman Paşa ile beraber bulunmuş, önce Malkara dolayında yerleşmiş ve kuruluş devrimiz boyunca milletimize Şanlı hizmetlerde bulunmuş bir ailedir. Bu aileden yetişen en ünlü kişiler sıra ile Paşa Yiğit, Turhan Bey ve Ömer Bey’dir. Bu ailenin Saruhanlı yürüklerinin başında Rumeli’ye geçtikleri anlaşılmaktadır.

Paşa Yiğit: Süleyman Paşa ile beraber Rumeli’ye geçen ünlü akıncı başbuğudur. I.Murat ve Yıldırım Beyazıt zamanlarında Üsküp Beyliği, birinci Kosova’da öncü komutanlığı yapmıştır. Kabri Keşan ve Uzunköprü arasındaki linyitleri ile anılmış Paşa Yiğit veya Paşaköy’dedir.

Turhan Bey: Paşa Yiğit Bey’in oğludur. II.Murat ve Fatih devirlerinin sayılı komutanlarındandır. Kabri Malkara’nın kuzeyinde, Edirne iline bağlı (Kırkkavak) köyündedir. Turhan Bey burada bir külliye yaptırmıştır. II.Murat zamanında Yunanistan, Mora ve Arnavutluk üzerine yaptığı parlak akınlar ile buralarda devletin güvenliğini sağlamıştır. Turhan Bey tarihimize Mora fatihi 1446 ve ikinci Kosova’da Macarlar’a ağır darbeyi indiren komutan olarak geçmiştir.

Turhan Oğlu Ömer Bey: Turhan Bey’in en büyük ve tanınmış oğludur. Türbesi Malkara’daki Camisinin yanındadır. 1458’de Fatih ile beraber Mora’nın geri alınmasında bulundu. O sırada Atina’yı aldığı için Fatih gibi büyük bir padişahın takdirini kazandı. Fatih onun için “Din ve devlet böyle bir yerin teshirinden dolayı Turhan Oğlu’na nasıl müteşekkir olmasın” demiştir. 1462’de Eflak’da Kazıklı Voyvoda ile çarpıştı. Bosna’nın alınmasında büyük yararlıkları görüldü. Venedik şehri üzerine Türk tarihinin en şanlı akınlarından birini yaptı. 1473 Otlukbeyi savaşından, öncü komutanı Murat Paşa’nın yanlışı yüzünden Uzun Hasan Bey esir düştü. Böyle iken Uzun Hasan’ın karşısında daima Fatihi övdü. Uzun Hasan Bey Ömer Beyin yiğitliğine sadakatine hayran kaldı ve onu öldürmekten vazgeçti. Bu esaretten kurtulduktan sonra Arnavutluk’un alınmasına öncü komutanı olarak katıldı. II.Beyazıt zamanında Çukurova’da Mısır Memlukları ile yapılan savaşlarda bulundu, yine önemli kahramanlıkları ve hizmetleri görüldü.

Ayas Paşa: Ayas Paşa Mısır’ın alınmasından önemli hizmetler görmüş ve Tomanbay’ı ele geçirmiştir. Kanuninin bütün seferlerine katılmış ve sonunda sadrazamı olmuştur. Preveze zaferi onun sadrazamlığında kazanılmıştır. 1539 yılında vebadan ölen Ayas Paşa’nın Vize-Saray dolayında geniş toprakları ve ormanları vardı.  Saray’da camisi, okulu, medresesi, imareti ve hamamı ile bir külliye yaptırmıştır. Külliyeye adı geçen mallarını vakfetmişti. Bu gün külliyeden yalnız cami ve hamam kalmıştır. Ayas Paşa İstanbul’dan Saray’a sık sık gelirdi. Sonraları Ayas Paşa Camisinin avlusu Kırım Han ve Giraylarının kabristanı olmuştur.

Rüstem Paşa: Kanuni Süleyman’ın damadı ve sadrazamı olan Rüstem Paşa Tekirdağ şehrine camisi, hamamı, medresesi, imareti ve hücreleri, kütüphanesi ile güzel bir külliye, ayrıca iki fil ayağı üzerinde duran altı kubbeli bir bedesten yaptırmıştır(1552). Şimdi camisi, bedesteni ve çarşısı ayakta kalan bu eserlerin mimarı Koca Sinan’dır. Rüstem Paşa’nın bundan başka Büyük Karıştıran’da bir Kervansaray’ı ve Hayrabolu’da hamamı vardı. Fakat bunlar yıkılmıştır. Adı geçen hayatına Tekirdağ’da bulunan birçok mahzen, tabakhane ve dükkanlarını Malkara ve Hayrabolu’nun içindeki ve köylerindeki gayrimenkullerini bağışlamıştı. Şimdi Tekirdağ’ın en değerli tarih ve mimarlık eseri adı geçen cami ve bedestendir.

Şair Ahmedi Sarban: Kanuni devrinde yaşamış ve Irak seferine katılmıştır. Deve kollarının komutanı olarak yaşadığı ve yerleştiği Hayrabolu’da 1545 de öldü. Melamiye-i Bayramiye tarikatının pirliğine yükselmişti. Bunun için halk tarafından Sarban Baba adı ile anılmakta ve türbesinde saygı görmektedir. Şiirlerinde (Kaygusuz)adını da kullanırdı. Üsküdar Selim Ağa kütüphanesinde, haşim Paşa defteri 87 numarada basılmamış divanı vardır.

Malkara’lı şair Nev’i: 1533 de Malkara’da doğmuştur. Bilgin, müderris ve şairdi. Saray’da şehzadelere hocalık etmiştir. Şiirleri daha çok tasavvuf yolunda olup arkadaşı Baki’nin şiirleri kadar güzeldir. Divanı ve ayrıca basılmamış bilim kitapları vardır. Ünlü şair, bilgin ve kadı Atayi (Ataullah) Nev’i’nin oğludur. O da şiirler ve değerli eserleri ile tanınmıştır.

Sadrazam Tekirdağ’lı Bekri Mustafa Paşa: Yeniçerilikten yetişmiştir. 1679’da yeniçeri ağası olmuştur. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın idamından sonra bir aralık başkomutan olmuş, fakat başarı gösterememiştir. Kanije Valiliği, Seddülbahir Komutanlığı ve tekrar yeniçeri ağalığı yaptıktan sonra 1688 de sadrazam olmuştur. Fakat eğlenceye düşkün ve yetersiz bir vezir olduğundan iki yılı doldurmadan işinden çıkarılarak Malkara’ya gönderilmiş, iki ay sonra orada ölmüştür. 1690

Kaptanı Derya Tekirdağ’lı Gazi Hasan Paşa: Her ne kadar Cezayirli Gazi Hasan Paşa adı ile tanınmış ise de aslen Tekirdağ’lıdır. Büyük ve dikkatli bir tarihçi olan Cevdet Paşa ile Netayic-ül Vukuat yazarı Mustafa Paşa ve Enveri Tekirdağ’lı olduğunu bildirirler. Hasan Paşa 1715 de Tekirdağ’da doğmuştur. Çocukluğunda çok yaramazdı. Delikanlı olunca asker ocağına girerek Avusturya savaşlarına katıldı ve yiğitlikler gösterdi. Bu tarihlerde Garp ocaklarının İstanbul’daki temsilcileri kendi gemileri ile Marmara kıyılarını dolaşarak korsanlık edecek, gözü pek maceracı askerler toplarlardı. Hasan Avusturya savaşından dönünce böyle bir gemi ile Cezayir’e gitti. Ne yaman bir insan olduğunu daha yolda gösterdiği için çabucak parladı. Arapları yıldırdı ve düşmanları çoğaldı. Bu durum karşısında III.Mustafa zamanında Türkiye’ye gelerek kaptan oldu. İşte bu sebeple kendisine Cezayirli Hasan denmiştir. Cezayirli Hasan Bey önce Ruslar’la yaptığımız Çeşme deniz savaşında büyük bir ün kazandı. Sonra Limni ve Midilli adalarını Ruslar’ın elinden kurtardı.

Çanakkale boğazını güven altına aldı. Kazandığı zafer ve başarı üzerine Üç Tuğlu vezir ve kaptanı derya oldu. Suriye’de Tahir Ömer, Mora’da Arnavut, mısır’da Kölemen beyleri isyanlarını bastırdı. 1788 Osmanlı-Rus savaşında Kaptanı Derya, Serasker ve Sadrazam olarak önemli hizmetler gördü. Çok yaman bir vezir olduğu için (Makam-ı saradeteşan ve herkesin havf helecan verdi). Tarihçi Vasıf onun için: “Gelir ol Vezir-i Kahir kılıcı bir elde kanlı Savul ey gönül yolundan ki yaman geliştir bu” demiştir. Sadrazamlığında yetmiş yaşında, fakat gücü yerinde idi. Devletin yönetimini kuvvetli pençesine aldı. Esaslı işlere girişti. Padişah III.Selim kendisine yolladığı fermanda “Sana istikbal-ı tam verdim. Cüzi ve külli umu-ı devleti dest-ı sadıkanene ihale ve tefviz ettim” dedi. Hasan Paşa düşmanımız olan Ruslar’a ve Avusturyalılar’a karşı 1790 yılında Prusya ile bir ittifak hazırladı. Tam bunu imzalayacağı sırada Hummayı Muhrikaya tutularak 23 Mart 1789 tarihinde vefat etti. Gazi Hasan Paşa Namık Kemal’den sonra gelen en büyük Tekirdağ’lıdır.

O, devrinin Barbaros Hayrettin’idir. Baron de Tot ile işbirliği yaparak Deniz Mühendishanesini kurmuştur. Deniz erleri için kışla yaptırmıştır. Doğru, yiğit, korkusuz, güçlü bir devlet adamı idi. Arslana ve ata merakı vardı. Beslediği Arslanları yanında bağsız gezdirir ve yatırırdı. Atla kırk elli basamak çıkıp inerdi.

1319 (1903) EDİRNE VİLAYETİ SALNAMESİ TEKFURDAĞI SANCAĞI

Tekfurdağı Sancağı şimalen Kırkkilise, Şarken Çatalca, Cenuben Gelibolu, Garben Edirne Sancaklarına mahdud olup 119904 nufusda merkez kazadan başka Çorlu, Malkara, Hayrabolu namlarında üç kaza, on iki nahiye, maçiftlik iki yüz altmış bir kariyeyişamildir. Merkez kazası şimalen Hayrabolu ve Çorlu kazaları Şarken yine Çorlu kazası ile Marmara denizi cenuben bahri mezkurla Mürefte kazası garben Malkara ve Hayrabolu kazalarıyla mahdud olup 14011 İslam, 19302 Rum, 7596 Ermeni ve kusuru Yahudi vesaire olarak cem’an 41827 nüfus ve Ereğli, naib, İnecik namlarında üç nahiye ve maçiftlikat yetmiş pare kariyeyi havidir. Arazisi kısmen dağlık ve kısmen ovalık olup güzel ve münbit vadi ve bayırları vardır. Merkez liva olan Tekfurdağı kasabasıİstanbul’un 127 km.garbında ve Marmara denizi sahilinde bir nıfs daire teşkil eden bir kaç tepe üzerinde mebni havası ve suyu latif ve eski surla muhattır.

Nam’ı Kadimi Rodosto olup 759 tarihinde zamime-i mülk-i Osmani kılınmıştır. Derun-i kasabada elyevm gümrük,Çakkalezade Rüstem Paşa, orta Cami-i Atik, Tigos, Şabanoğlu, Salihiye, hasan Efendi, Hace Hürmüz namlarında 9 Cami-i şerifle 12 tekke, bir telgrafhane, jandarma, askeri karantina daireleri, bir debboy, bir idadi, bir inas rüştiyesi,4 zükur ibtidai mektebi,6 mektebi gayri müslüme, 4114 hane, 78 çeşme, 49 han, 981 dükkan, 278 mağaza, 47 fırın, 252 arsa, 161 kurra odası, 75 gazino ve meykebe, 15 ambar, 91 kahvehane, 4 hamam,3 yağhane, 5 Rum 3 Ermeni, birer katolik ve Protestan Latin Kilisesi, bir havra,5 dakik fabrikası, bir çömlekhane, 4 kiremithane, 8 yeldeğirmeni mevcuttur. Hükümet konağı 4,5 sene evvel muhterik olduğundan memurin hükümet elyev isticar olunan bir konakta ikamet etmektedirler. Kazanın arazisi oldukça münbit ve ahalisi başlıca ziraat ve harasetle meluf ve meşgul olup her nevi zehair ve hububat ve tütün zer olunur. Tekfurdağı kasabası civarında bir hayli bağ ve bahçe mevcut olup gayet leziz envâ-ı tevaki ve üzüm hasıl olur ve mebzul olduğu senelerde Dersaadetle mahall-i saireye 400.000 kilogram kadar üzüm sevk ve ihraç olunur. Saye-i terakivaye-i hazret-i padişahide taraf-ı hükümet-ı seniyyeden icra buyrulan teşfikat semeresiyle çent seneden beri böcekçilik sanatı da beynelahali revaç bulmağa başlamış ve birçok dutluklar tesis edilmiştir.

Agnam ve mevâşisi takriben 2400 öküz, 500 koşu mandası, 2000 dişi manda, 2500 hergele, 200 manda boğası, 300 kara sığır boğası, 2000 bargir, 4000 kara sığırdan ibarettir. Tekfur dağından Miratlı kariyesi istasyonuna kadar 22.5 km.tülunda muntazam bir şose ve bu şose üzerinde 22 kargir, 11 muhtelif köprü ile 1 kasis ve kariye-i meskurede cem-an 6 tabur asker istiap eder 3 muntazam baraka vardır. Tekirdağ’ından Çorlu kasabası 6, Malkara 12, Hayrabolu 8 saat mesafededirler. Çorlu’ya giden tarik şose olmayıp adi bir yoldan ibaret ise de Hayrabolu tarikinin 13 km.mahalli şosedir 60 km. tülunda olan Malkara tarikine ise mükemmel birşose inşa edilmektedir.

Tekfurdağı postahanesinden Memalik-i Mahrusa-i Şahane ile Memalik-i Ecnebiyeye her gün Miretlışimendifer istasyonu vasıtasıyla yalnız evrak ve mecatip ve cuma ve salı günleri Çorlu vasıtasıyla her nevi emanet ve zıkıymet eşya ve cumartesi, çarşamba günleri yine Miratlı vasıtasıyla Hayrabolu’ya yalnız evrak ve emanet sevk olunduğu gibi,  pazartesi çarşamba günleri idare-i mahsusa vapurlarıyla Ereğli ve Silivri’ye ve cuma salı günleri meskûr vapurla Gunus Havza, mürefte,Şarköy, Marmara, paşalimanı, Eğinlik, Erdek’e pazar günleri Loyd kumpanyasıyla Kale-i Sultaniye Midilliİzmir’e posta gönderilir. Kazanın havi olduğu 3 nahiyeden nam-ı kadimi nakliya olan Ereğlı nahiyesi Tekfurdağı’nın 48 km.

Şarkında olup 8 çiftliği 2755 İslam, 4530 Hıristiyan olarak Cem’a 7275 nüfusuyla kasabada merhum Cedit Ali Paşa’nın binagerdesi olan bir Camii şerif, bir mescit bir hükümet konağı, bir telgrafhane, bir islam, bir hıristiyan mektebi, bir kilise ve 36 beygir kuvvetinde bir dakik fabrikası vardır. İkincisi olan Naip nahiyesi Tekfurdağı’nın dört saat garbı cebubiyesinde olup merkezi sahirde kain Kumba kariyesidir. Ahalisi islam ve hıristiyan olarak ceman 1267 ibaret nüfustan ve yedisi islam, altısı rum üç kariyeye ve üç çiftliğe havidir.

Kurayı meskureden en büyüğü Aşıklar kariyesidir ki büyük haneli bir köy olup ahalisi en ziyade adnam ticaretine melufturlar. Kurayı İslamiyeden Banados kariyesinde güzel bir camii Şerif, bir mektep ve diğerlerinde birer mescit ve mektep bulunduğu gibi hıristiyan köylerinde dahi birer kilise ve mektep vardır. Kuba Banados, bazir, naib, kariyeleri ahalisinin başlıca ziraatleri soğandır. Nevahinin üçüncüsü merkez livaya dört saat mesafede Kain İnecik nahiyesidir ki maçiftlik yirmi kariye ile 3771 İslam, 3809 hırıstiyan olarak ceman 6860 nüfus ve makurra 18 islam, 2 hıristiyan mektebiyle, 2 kiliseye havidir. Merkez nahiye olanİnecik kazasının havası suyu latif ve ahalisi sırf islam olup 120 hane ile 2 camii, 12 beygir kuvvetinde bir dakik fabrikası, dört kiremithane ve bir çömlekhaneye havidir.

 
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol