Tekirdağ ve İlçeleri Kültür Tanıtım Sitesi
  Osmanlı Dönemi Olayları
 

OSMANLI DEVRİNİN ÖNEMLİ OLAYLARI

Osmanlı Devrinde bu bölgede cereyan eden önemli olaylar sıralanacak olursa; Düzmece Mustafa olayı, Yavuz-Beyazıt çatışşması, şeyhülislam Feyzullah Efendi olayı gibileri sayılabilir.

BÜYÜK KARIŞTIRAN’DA BABA-OĞUL İKİ PADİŞAHIN SAVAŞI

Padişah II.Beyazıt’ın tutumunu beğenmeyen ve kardeşi şehzade Ahmed’in Padişah yapılmak istendiğini

Anlayan şehzade Yavuz Selim, kayınpederi olan Kırım Hanından aldığı Tatar askerleri ile Edirneye gelmiş ve babası II.Beyazıt ile Büyükkarıştıran’da karşılaşarak savaşmıştı (1511).  Selim Ağustos ayında yapılan bu savaşı kaybetti. Yanındaki çoğu Tatar olan kırk bin kadar kuvvet dağıldı. Buradan İğneadaya kaçarak bir gemi ile Kırım’a döndü. Yavuz çoktan beri göremediği babasının elini öpmek için geldiğini bildirmişti.

Fakat şehzade Ahmed’i tutanlar, araba içinde bulunan padişaha örtüyü kaldırarak “Elinizi öpmeye gelen oğlunuzun kuvvetini görün, mürettep ve müsellah askerlerle oğul babayı böyle mi ziyaret eder” diyerek baba-oğul savaşını körüklemişlerdir. Fakat sonra olaylar Yavuz’dan yana gelişerek babasının yerine padişah oldu (1512).

Baba– oğul iki padişahın ölümleri:

Yerine Yavuz Selim’i geçirmek zorunda kalan II.Beyazıt kendi dileği ile Dimetoka’ya giderken 1512 Nisanında Çorlu’da ansızın öldü. Ölüm sebebi kesin olarak belli değildir. Yavuz Selim’in ölümüne gelince; bu büyük padişah 1520 Ağustosunda İstanbul’dan Edirne’ye gidiyordu, sırtında iki omuzu arasında, bir çıban çıkmıştı.

Çok ızdırap veren bu çıbanın tedavisi çin Çorlu’da kırk gün kaldı. Fakat durumu gittikçe kötüleşiyordu. Karargahı Sırtköy’de idi. Öleceğini anlayınca büyük devlet adamlarını başına topladı ve oğlu Süleyman’ı çağıttı. Sırtköy’de 21 Eylül 1520 tarihinde 54 yaşında iken can verdi. Ölümü, Şehzade Süleyman İstanbul’a gelip padişahlığını ilan edinceye kadar gizli tutuldu.

Ünlü sadrazamlardan Köprülü Fazıl Paşa’da 1687’de buraya yakın Karabiber Çiftliğinde ölmüştür.

Nizam-ı Cedid Olayları:

III.selim zamanında Malkara’da çıkan eşkiya olaylarını bastıran, Nizam-ı Cedit askeri oldu. Rumeli olaylarını bastırmak için Padişah Nizam-i Cedid’i Rumeli’ye geçirmeyi uygun buldu. Nüfuzlarının iyice kırılacağını anlayan Rumeli derebeyleri memnun olmadılar.

Padişah fermanını okuyan Tekirdağ Kadısı, yeniçeriler tarafından öldürüldü. Bu ayaklanma Çorlu, Silivri, Edirne dolaylarına yayıldı. Kadı Abdurrahman Paşa, Nizam-ı Cedid askeri ile bu ayaklanmaları bastırdı. Buna rağmen padişahın Nizam-ı Cedid’in geri dönmesini istemesi, gericilik olaylarının gelişmesine yol açtı.

Sürgünler:

Başta Malkara ve Tekirdağ olmak üzere, Tekirdağ ili Osmanlı İmparatorluğu devrinde, sayılı sürgün yerlerinden biri idi. Saray’daki Ayas Paşa Caminin avlusu Giraylar Kabristanı haline gelmişti. Malkara’da da benzer paşalar mezarlığı vardı. Malkara’ya sürülenlerden en tanınmış olanları Hadım Süleyman Paşa, Koca Sinan Paşa, Sofu Mehmet Paşa, Boynu Yaralı Mehmet Paşa, Melek Ahmet Paşa, Siyavuş Paşa, IV.Murat’ın sadrazamlarından Halil Paşa.

Bunlardan bazıları zamanla sürgünden kurtulmuşlar, bazıları da saraydan gönderilen cellatlar tarafından boğulmuşlar, bazıları da ecelleri ile ölmüşlerdir. Tekirdağ’a sürülenler arasında: Yeniçeri ağası Mehmet Sait Ağa, yeniçeri ağası Salih Paşa, sadrazam Tevfik Ali Paşa, Abdülmecit’in ilk sadrazamı Hüsrev Paşa, Tekirdağ’lı Zahire Nazırı Mustafa Paşa, Hamami Mehmet Paşa, II.Mahmut zamanında Sadrazam Esseyd Ali Paşa vardır.

Macar Prensi ve bağlıları da İstanbul’dan Avusturya devletinin baskısı üzerine uzaklaştırılmış olduklarından bir bakıma sürgün sayılabilirler.

MACAR PRENSİ RAKOCZİ FERENÇ II:

Macaristan’ın bağımsızlığı için Avusturya İmparatorluğu ile çarpışan (1703-1711) Erdel Kralı, Macaristan Prensi Rakoczi II.Ordusu mağlup olunca ilk olarak Polonya, sonra İngiltere ve Fransa’ya yerleşti. Kendisine destek vermek için Çorlulu Ali Paşa’nın sadrazamlığı esnasında padişah Sultan Ahmet (II.Ahmet) tarafından Türkiye’ye davet edildi. Kendisini Fransa’dan getirmek üzere birlik ve kalyon tahsis edildi. Daveti kabul eden Rakoczi Ferenç II. generalleri ve bağlıları ile birlikte 1718’de Gelibolu’ya geldi. Gelibolu’da erkan ve Tatar Hanı tarafından karşılanan Rakoczi emrine tahsis edilen arabalarla beraber Edirne’ye gitti.

Baltacı Mehmet Paşa tarafından karşılanan Rakoczi, Sultan II.Ahmed tarafından kabul edildi. Osmanlı-Avusturya hükümetlerinin Pasarofça nantlaşmasını imzalamasından sonra (1718), Rakoczi ve beraberindekiler İstanbul’a gittiler. Avusturya elçisinin şikayeti üzerine 1720 yılında maiyeti ve bir bölük koruması ile Ereğli üzerinden iki kalyonla Tekirdağ’a gönderilen Rakoczi hükümdar muamelesi gördü. Türk hükümetinin kiraladığı 23 adet evde misafir olarak kaldılar.

Rakoczi günlerini misafir kabul etmek, yemekler vermek, ava gitmek, osmanlı hükümetine ikaz edici mektuplar yazmak ve ibadetle geçirdi. Yanında Macar ediplerinden Mikes Kelemen de vardı. Şimdi mülkiyeti Macar Hükümetine ait olan tarihi eve yerleşti. Rakoczi’nin 15 yıl yaşadığı ev halen müzedir. 8 Nisan 1735’te vefat etti.

Rakoczi’nin iç organları Tekirdağ’da Rum mezarlığına, külleri İstanbul’da saint Lazor kilisesinde toprağa verildi. 1906’da gelen bir heyet küllerini doğum yeri olan Kosice (Kassua) şehrine merasimle götürdü. Şehrimizde bir çeşmesi, Müzesi (Evi) ve  23.8.1994 günü özgürlük parkında dikilen bir anıtı olan Rakoczi Ferenç Türkiye-Macaristan dostluk bağlarının bir köprüsüdür.

 
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol